9. Mektup –YANAN YAĞMUR
Gölgemi yuğdum yağmurla. sevdaya durdum.
Bu suyu kucaklamaktı.
kurtulup ihanetin sağlam batağından bir çığlık
gecenin ipliğinde
göğe tırmandım.
Gökkuşağı yalanmış ışık olmasa
Bir dahaki sefere kimin gemileri çocuk olacak o nehrin ortasında.
ölümün sesi ağır geliyor.
insan tarihten önce de ağlıyordu yağmur alfabesiyle
Küstüm çiçeklerini besleyen öfke her kabrin göğünde ayrı bir hikâye
Dinledim.
Pirinç tarlalarında doğan o erken şarkının hatırası adına
bir damla gerçek arıyor yazıtlar mezopotamya’da
Yağmur suyundan kefenin altında. gülümseyen ateşin geçmişi
tanrılar aşkına dirilir
her solukta
Amon ayrı ses verir!
acıya dur deme zamanı. Yağmurla yüzleşmenin.
Duydun mu tenekenin üstünde düzeysizliğin ikrarı baştan çıkarıyor aşkı kalbine yağmur ritmi arayanı bağışlamıyor hayat.
kuraklığın ortasından varılacak güneşe.
Katırtırnaklarının zaferi güllere karşı edinilmiş. ergen bir şafak
Ah!
Altın damıtıyoruz çamurdan selin ortasında
savruk saçlarımız. evcil sokaklarımız ve yorgun mayıslarımızla
geriye bakma!
sil gözlerinden akan tipileri
her yaşa kurban arayan umudu unut
Ahmaklar çağından geçiyoruz. borazanlar hazır. şimdi sağanak başlayacak.
Kan gölü için hüzün kınından çıksın.
Senin de bir sözün var elbet. isyan bayrağı gibi sallanan.giyotin yağmurlara
İsimsiz bırak hayatını ey şair!
camdan dizelerin
damla
damla
durma!
Xakestari